HAYIRlı Haberler

Demokrasi için Birlik: Hayır Biz Varız!

siyasihaber3.org – 09.02.2017

Demokrasi için Birlik, Kenter Tiyatrosu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. ‘#HAYIR Biz Varız’ sloganıyla düzenlenen basın toplantısında DİB’in referandumda neden ‘hayır’ diyeceği anlatıldı.

Demokrasi İçin Birlik’in İstanbul Şişli’de bulunan Kenter Tiyatrosu’ndaki basın toplantısı CHP Eski Milletvekili Melda Onur’un açılış konuşması ile başladı. Onur, “Bugün ‘hayır’ kampanyasını başlatmaya geldik, aslında bir süredir çok renkli bir ‘hayır’ kampanyası var. O çoklu hayır kampanyasına bir ‘hayır’ da buradan demokrasi için birlikte ‘hayır’ demek için toplandık” ifadelerini kullandı.

Onur’un konuşmasının ardından Ayşegül Devecioğlu, Demokrasi İçin Birlik’i kuruluş sürecini ve amaçlarını anlatan bir konuşma yaptı. Devecioğlu, Türkiye’nin çok özel bir eşikten geçtiğini belirtti. Türkiye’nin tek adam rejimine; yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı bir diktatörlüğe sürüklendiğini belirtti. “Bu diktatörlüğe karşı direneceğiz” diyen Devecioğlu, Demokrasi için Birlik’in de bu direnişin bir mevzisi olduğunu belirtti.

Rıza Türmen: Ya otoriterliğe teslim olacağız ya da demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz

Rıza Türmen’in katılamadığı basın toplantısında, Melda Onur, Türmen’in katılımcılara gönderdiği mesajı okudu. Mesajında etkinliğe katılamadığı için üzgün olduğunu belirten Türmen, Türkiye’nin çok güç koşullar altında referanduma gittiğini, referandumun konusunun Türkiye’nin demokrasiyle yönetilip yönetilmeyeceği olduğunu belirtti. “. Ya her türlü gücün tek bir elde toplandığı bir otoriterliğe toplum olarak teslim olacağız ya da çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi için mücadelemize devam edeceğiz” diyen Türmen, DİB’in başlattığı ‘hayır’ kampanyasının aslında bir evet kampanyası olduğunu ve referandumdan çıkacak ‘hayır’ oyunun demokrasiye evet, özgürlüğe evet, hukuk devletine evet anlamı taşıyacağını vurguladı. Referandumun OHAL KHK’ları ile Türkiye’nin keyfi biçimde yönetildiği bir ortamda gerçekleşeceğini dile getiren Türmen, son çıkan 686 sayılı KHK ile 4500 kişinin görevine sorgusuz, sualsiz ve savunmasız son verildiğini, HDP’nin referandum sürecinde var olmaması için her türlü önlemin alındığını söyledi.

“İşte bu koşullar altında bir kampanya yürütmek, kitlelere ulaşmak, halka bilgi vermek zorundayız. Bunun için yaratıcı, etkileyici, insanlara dokunan bir çalışma düzeni kurmalıyız“ diyen Türmen, “Referandum sözcüğünün arkasında getirilmek istenen anayasa paketinin Türkiye’yi geriye dönüşü olmayacak bir karanlığa, halkı yoksulluğa sürükleyeceğini anlatabilmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Basın toplantısına katılan isimler arasında HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan, SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkevleri Başkanı Oya Ersoy, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, CHP Eski Milletvekili Melda Onur, DİSK Eski Başkanı Süleyman Çelebi, Gazeteci Ayşenur Aslan, Mustafa Sönmez, Arzu Çerkezoğlu, Beyza Üstün, Sarp Kuray, CHP PM üyesi Gülseren Onanç, akademisyen Özgür Müftüoğlu, Hüsnü Mahalli, Akın Birdal, Müjde Ar, İhsan Eliaçık, Mücellla Yapıcı, Gencay Gürsoy, Ercan Karakaş, SODEV Baskanı Erol Kızılelma, Bekir Ağırdır, Fethiye Çetin, Ali Haydar Gonca, Necmiye Alpay, Servet Demir bulundu.

“Bu halk tek adam rejimini kabul etmeyecek”

Konuşmaların ardından Özgür Çelik ve Işıl Kurt tarafından DİB’in hayır kampanyasına ilişkin hazırlanan manifesto okundu. Manifestoda, anayasa teklifi ile yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı, hukuk devletinin ortadan kalkacağı, Meclis’in devre dışı bırakılacağı, halkın iradesinin tek kişiye teslim edileceği totaliter bir rejim hedeflendiği belirtilerek, “Türkiye’nin çoğulcu toplum yapısına ters düşen, demokrasinin ölümü anlamına gelen tek adam rejimine Demokrasi İçin Birlik olarak ”Hayır” diyoruz” denildi.

DİB tarafından açıklanan Manifestoda, “Kadınlar, gençler, Aleviler, emekçiler, LGBTİ bireyler her inanç grubundan, her etnik kimlikten, her siyasi görüşten insanlarız. Çoğulcu ve katılımcı demokrasi hedefi arkasında el ele veren kesimlerden yurttaşlarız. Demokratik değerler çerçevesinde, barış ve refah içinde, farklılıklarımızın zenginliğiyle yaşamak umudundan vazgeçmeyeceğiz” ifadeleri kullanıldı.

Manifestoda, Anayasa değişikliği teklifinin daha tartışılmaya başlandığı andan itibaren meşrutiyetini yitirdiği ve halkın bilgi sahibi olmasının engellendiği vurgulanırken, “Meşru değil, çünkü fikir, ifade, basın, gösteri özgürlüklerinin tümüyle kısıtlandığı, milletvekillerin, gazetecilerin hapiste olduğu OHAL, baskı, terör ve savaş ortamında kapalı kapılar ardında yapılıyor” denildi.

Manifestonun tam metni şöyle:

Referandumda oylanacak Anayasa Değişikliği işe yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı, hukuk devletinin ortadan kalkacağı, meclisin devre dışı bırakılacağı, halkın iradesinin tek kişiye teslim edileceği totaliter bir rejim hedefleniyor. Türkiye’nin çoğulcu toplum yapısına ters düşen, demokrasinin ölümü anlamına gelen tek adam rejimine Demokrasi İçin Birlik olarak ‘Hayır’ diyoruz.

Biz Varız… Kadınlar, gençler, Aleviler, emekçiler, LGBTİ bireyler her inanç grubundan, her etnik kimlikten, her siyasi görüşten insanlarız. Çoğulcu ve demokrasi hedefi arkasında el ele veren farklı kesimlerden yurttaşlarız. Demokratik değerler çerçevesinde, barış ve refah içinde, farklılıklarımızın zenginliğiyle yaşamak umudundan vazgeçmeyeceğiz.

Meşrutiyeti yok. Anayasa değişikliği daha tartışılmaya başlandığı andan itibaren meşruiyetini yitirdi. Meşru değil çünkü bir toplumsal mutabakat metni olan Anayasa, halkın bilgi sahibi olmasına fırsat vermeden, uzlaşma aranmadan yapılıyor. Meşru değil çünkü fikir, ifade, basın, gösteri özgürlüklerinin olduğu OHAL, baskı, terör ve savaş ortamında kapalı kapılar ardında yapılıyor.

Halkın özgür iradesi oluşamıyor. Toplumda etnik ve dinsel ayrışmaları ortadan kaldıracak, bir anda yaşamı sağlayacak yerde toplumu daha da kutuplaştıracak bir Anayasa yapılıyor. Ülkedeki farklı kesimler, farklı düşünceler dışlanıyor. Demokrasinin en temel kuralları çiğneniyor. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, temsil adaleti, sosyal adalet gibi değerler siliniyor. Oysa Türkiye’nin acilen normalleşmesi lazım. BU ancak uyum, istikrar, uzlaşma ve demokrasi ile olur. Tek adam yönetimi istikrarsızlık, gerilim, çatışma üretecek. Bu ne AKP’ye oy verenlerin ne de karşı çıkanların meselesi. Bu memleket meselesi.

Ülkenin sorunlarına çara değil. Ülkenin temel sorunları nedir? Artan yoksullaşma, korkunç boyutlardaki işsizlik, gelecek kaygısı, içte çatışma, bombalama, bölgede dibine kadar batılan savaş…. Halkın hak ve özgürlüklerini tümüyle ortadan kaldıran işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların taleplerini yok sayan bir adam rejimi , ülkemizin hangi sorununu çözecek. Anayasa değişikliği yangından mal kaçırıyormuş gibi yapılıyor ki, yarın canı yananlar, yoksulluk canına tak edenler, haksızlığa uğrayanlar hiç sesini çıkaramazsın.

Kimse bu yetkiye sahip olmamalı. Her kim seçilirse seçilsin, bu yetkileri kullananlar ancak diktatör olabilir. Oysa bu topraklarda Osmanlı döneminden beri demokrasi tarihi tek adamın yetkilerini sınırlandırmak ekseninde gelişti. Kuvvetler ayrılığının tarihi Cumhuriyet’ten bile eski. Tek adam yönetimin Türkiye’nin geleceği, huzuru, kalkınması, istikrarı açısında kesin bir geri dönüş.

Bu halk tek adam rejimini kabul etmeyecek. Çünkü yasaları veto edebildiği gibi lideri olduğu partinin milletvekillerini seçen ve meclisi fes etmeye karar veren partili Cumhurbaşkanı, meclis üzerinde tam b ve mutlak bir vesayete sahip. Çünkü tek adam rejiminde hesap yok. Cumhurbaşkanı ve atayacağı Bakanlar Kurulu yasama ve yargı denetimin devre dışı bırakılmış ve hesap vermeyecekler. Rüşvet, yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik artacak.

Çünkü Cumhurbaşkanının hem kendi atamaları, hem de vesayeti altındaki meclis çoğunluğunun desteği ile HSYK üzerinden yargı da kontrol edeceği kuvvetler birliği uygulaması ön görülüyor.

Oysa baskıcı olmayan bir iktidarın temel şartı, birey özgürlüklerinin ve azınlıkta kalanların haklarının korunmadır. İktidarın bir sınırı olmalı, onu aşmamalı. Bu nedenle halkın çoğunluğunun desteğini almış olsa bile, iktidar gücünün siyasal iktidardan tamamen bağımsız, güçlü kurumlar ve yapılan eliyle dengelenmesi ve denetlenmesi zorunlu.

Demokrasi İçin Birlik olarak bütün demokrasi güçlerinin özgürlük, eşitlik, kardeşlik, temsil adaleti, sosyal adalet ve barış için demokrasi seferberliğine çağırıyoruz.

Mahallelerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda ‘Hayır’ çalışmalarını örgütleyelim.

Anayasa değişikliği derhal geri çekilmelidir. İçte ve dışta savaş siyasetinden hemen vazgeçilmelidir. Bölgede ve ülkede barışçı bir politikaya geri dönülmelidir. OHAL kaldırılmalı, Türkiye’yi normalleştirecek demokratik adımlar acilen atılmalıdır.

DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK

Demokrasi İçin Birlik; katılımcı ve çoğulcu yeni bir demokrasiyi, her türlü farklılığın tanındığı ve bu farklılıkların kamusal alanda yer bulduğu bir demokratik yaşamı hedefleyen, herkesin eşit ve çoğulcu bir anlayışla katıldığı, hiçbir siyasi görüş ya da partinin şemsiyesi altında olmayan bir birlik hareketidir.

BİZE ULAŞIN

[email protected]
www.demokrasiicinbirlik.com

© 2014-2024 DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK. Her Hakkı Saklıdır. dibNot | Demokrasi Sayacı | Demokrasi Forumu