30 MART 2014 YEREL SEÇiMLERi YAKLAŞIRKEN HALKIMIZA VE KAMOYUNA
30 Mart 2014’de yapılacak olan yerel seçimler yaklaşırken siyasette hareketlenme de başladı.
Beş yılda bir yenilenen yerel seçimler yine bildik ve alışıldık usul ve yöntemlerle aday adayları ve adaylık yarışlarını başlattılar. Hem kendilerini kamuoyuna tanıtıyorlar. Esas olanda parti yönetimlerine kendilerini kabul ettirebilmek için yoğun kulis ve kampanya yürütüyorlar.
Bütün bunların bir ilçeyi, beldeyi ve şehri yönetmek için yapılan ‘amansız’ yarışın o kentte yaşayan halka rağmen ve hatta partilerin kendi üyelerine rağmen yönetmeye talip oluyorlar. Kent rantının pastasından şöyle büyük parça kapmanın ve sınıf – iş değiştirmenin düşünü kuranlar hayallerini gerçekleştirmek için kapı kapı göze girme turları başlamıştır. Tabi bunlar hizmet yarışı olarakta lanse ediliyor.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU KİŞİ ODAKLI ADAY BELİRLEME YÖTEMLERİNE HAYIR DİYOR.
Bu nedenle; kenti yönetecek kişilerin belirlenmesin de o kentin halkının ne kadar söz sahibi olup olmadığıdır. Kenti yönetecek kişi ya da kişileri parti yönetimleri hatta başkanları ‘atayacaksa’ kent halkına usulen sandıktan oy atmak mı kalıyor? Bu uygulamalar demokratik midir? Etik midir? Adil midir ve Adaletli midir? Gerçekten halk iradesi sandıktan çıkar mı?
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, HANGİ GEREKÇEYLE OLURSA OLSUN ÖNSEÇİM SİZ ADAY BELİRLEME YÖNTEMLERİNE HAYIR DİYOR.
Yerellik demek;
Belirli bir yerleşik düzen içinde yaşayan en küçük halk topluğu birimi.
Mezra – Köy – Kasaba – ilçe – Şehir – Ülke vb.
Bu yerleşik halk topluluklarını seçilmişler; muhtar ve ihtiyar heyeti, diğerlerinde ;belediye ve belediye meclisi, ülkede başbakanlık ve büyük meclis yönetir..
Kentleri yönetecek kişilerin belirlenmesi usul ve yöntemleri sistemin belirlediği ve adına kanun denilen düzenlemelerin usul ve kaidelerinin halkın demokratik öz yönetimini ifade ediyor mu? En önemlisi ve herkesin üzerinde yoğun olarak durduğu ve birçok şaibelere suçlamalara, kuşku ve kızgınlıklara yol açan konu aday belirleme yöntemleridir.
Partilerin başkanlarının iki dudağı arasından; liyakat, temayül yoklaması, anket aldatmacasıyla aday belirleme yöntemlerine hayır demeliyiz. Her parti kendi üyesinin önüne ön seçim sandığını koymalıdır. Bunu bulunduğumuz her yerde talep etmeliyiz. Aksi halde parayla satın almış başkanlık aylık iddialarını haklı çıkarmış olurlar ki; Bunun hem de o kentin halkına, hem de demokrasiye karşı işlenmiş en ağır suçtur. Ahlaken vicdanen utanç olacaktır.
BELEDİYE MECLİSLERİ
Belediye Meclis üyelikleri de aynen belediye başkanlığı gibi bir rant ve gelir kapısı – iş takibi – meslek değiştirip müteahhitliğe yükselme yeri olmamalıdır. Kent halkının seçerek meclis üyesi yaptığı kişilerin seçmenlerle belediye yönetimi arasında bir köprü aracı, bir iletişim ve bilgi aktarımı, belediyede kararların onay ve takibinde görev üstlenmenin ötesinde belediye başkanlarının değil, halkın temsili görevini yerine getirmelidirler.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, BELEDİYE BAŞKANLIK VE MECLİS ÜYELiK ADAYLIKLARINI HAMİLİ YAKINIMDIR- YANDAŞ ve EN KÖTÜSÜ PARAYLA SATIN ALINMIŞ İDDASIYLA BELİRLENMİŞ ADAY VE SEÇİLMİŞLERİ HALKI VE PARTİ ÜYELERİNİ AŞAĞILAMA OLARAK GÖRÜR. ATANARAK SEÇİLENLERİ NE KADAR YASAL OLURLARSA OLSUNLAR ASLA MEŞRU GÖRMEZ.
Demokratik bir duruş açısıyla belediye başkan ve yöneticileri o kentte yaşayan insanların, yaşamlarını kolaylaştıracak ortak işlerin gördürülmesinde kolaylaştırıcı ve organize edici olarak kendi aralarında seçimle belirledikleri kişi ve kişilerdir.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, HERŞEYİ BİLEN BELEDİYE BAŞKANI HERŞEYE MUKTADİR BELEDİYE BAŞKANLARINA HAYIR DİYOR.
Doğru ve demokratik olanı kentin sahibi halk, adaylarını üyesi oldukları partilerde önlerine konan ÖNSEÇİM sandıklarından belirlemelidir.
Farklı sosyal-siyasi ve ideolojik grupların yönetime bakış açıları ve yönetim anlayışı farklılık gösterebilir. Bu çoğulculuğun geridir de. Ancak esas olan, demokratik – katılımcı– paylaşımcı – şeffaf – adil ve adaletli kent yönetimin belirlenmesidir. Toplumsal barış ve mutabakatı tüm yurttaşların ortak ihtiyaçlarını temsil ve uygulamalarda öncülük ve kolaylaştırıcı olabilmektir. Dahası kentin başına diktatör değil.
Katılımcılık:
Siyasi partiler – Demokratik Kitle Örgütleri – Meslek Örgütleri ,inanç ve kültür örgütlemeleri (Dernekler) – Spor ve Çevre Örgütleri ve duyarlıkları– Mahalle Meclisleri – Semt ve Sokak inisiyatifleri eliyle karar süreçlerine katılmak, katılmaya teşvik etmek, desteklemek daha somut söylersek katilımcı demokrasi için, Katılımcı Yurttaş hedefini demokratik yaşamın olmazsa olmazı haline getirmek.
Kentin ihtiyaçları ve yönetimi bir(1) kişiye ya da elli( 50) kişiye bırakılmayacak kadar hayatidir. Seçilenlere oy vermiş vermemiş, hatta oy verme zamanı gelmemiş insanların hayatlarını doğrudan etkiliyorsa, yurttaşların süreçlere katılması demokrasinin olmazsa olmazı olduğu gibi temel insan hakkıdır da.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, KENT YÖNETİME SÖZDE DEĞİL, SAMİMİ DEMOKRATİK DUYARLILIKLA MAHALLE VE KENT MECLİSLERİNİ ATAMA İLE DEĞİL, MAHALLELERE SANDIK KOYARAK BELİRLEMEYİ ESAS ALIR.DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ-MESLEK ODALARI-ÇEVRE VE KÜLTÜR- İNANÇ DERNEKLERİ VB. HALK ÖRGÜTLEMELERİNİ YÖNETİMDE SÖZ VE KARAR SÜREÇLERİNE KATACAK ARAÇLARI GELİŞTİRMEYİ AMAÇ EDİNİR.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
1) Belediye başkanları her şeyi bilendir!
2) Belediye başkanlarının kentin iyiliği için elinde sihirli sopaları var gibi en iyi projeyi onlar yaparlar!
3) En çok para onlarda vardır!
4) Seçim yatırımı olarak milyonlar harcarlar.
5) Belediye başkanı başkanlık koltuğunu her ne kadar seçimle kazansalar da, onlar kent ahalisine değil, büyük liderlerin ‘asrın liderlerinin’ parti büyüklerinin lütfu ile kazanmışlardır. Ya da iddia edildiği gibi belediye başkanlığı borsasında bastırıp parayı almıştır. Yukarılarda, güçlü adamları dayıları ve destekçileri vardır.
6)Belediye yönetimine talip olanlar kaz gelecek yerden tavuk esirgemezler.
Ayda 5-10 bin TL’lik maaş için milyon TL. yatırım yaparlar! Vs. vs.
Algı ve uygulama bu olunca o belediye yönetimi hangi sandıktan ne şekilde çıkarsa çıksın halk iradesinin tescili ve temsilcisi diyebilmek mümkün müdür?
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, KENTLERİ TALANA, YAĞMAYA ÇEVRE VE EKOLOJİ KIYIMINA YOLAÇAN, RANT ODAKLI YÖMETİMLERE VE YÖNETİCİLERE HAYIR DİYOR. BELEDİYELER HALKIN HİZMET ARACIDIR. KİMSENİN KAZANÇ KAPISI DEĞİLDİR.
Her şeyi bilen belediye başkanı istemiyoruz.
Kent halkına sormadan danışmadan mutabakat sağamadan, yapılan projeler halkın %100 faydasına da olsa, dayatılan projelere hayır demeliyiz.
Artık öğrendik o proje halka değil sahibine yarıyor. Aksi halde bu dev çarpık İstanbul Şehri nasıl kurulurdu?
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, KENTİNİ ÇOK SEVEN BAŞKANLARIN(!) DAYATMA- GÖSTERİŞLİ, HALKA DEĞİL SAHİBİNE YARAYAN PROJELERİNE HAYIR DİYOR.
Paylaşımcılık:
Kent meclislerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin işlevlik kazandırıldığı platformlarda proje ve yatırımların oluşturulması, olmalıdır. Kent ortak mekan ve yol – sokak – park – bahçe – yeşil alanların nüfusun ihtiyaçları halka yani sokak ve mahalleleriyle birlikte oluşturularak yapılmasına imkanlar yaratılmalıdır.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, kentin en mağdur tabakalarında başlayarak bir sosyal belediyecilik yaşamını yurttaşların gurur ve onurlarını incitmeyecek iş ve üretim araçlarının oluşturulması birinci öncelik olarak savunur ve uygulanması için mücadele eder.
Şeffaflık :
Bir belediye yönetiminin en temel yönetim anlayışı, tüm çalışmalarının, birim faaliyetlerinin gelir ve giderlerinin açık – şeffaf ve denetlenebilir ve hesap verebilir olmalıdır.
a) Belediyenin tüm gelir kalemleri
b) Gider kalemleri
c) İhaleler, yapılan ihalelerin içeriği, amacı, hangi ihtiyaca göre yapıldığı , kentsel ihtiyacın nasıl ve kimlerle belirlendiği gibi..
d) İletişim araçlarının bu kadar yaygın olduğu günümüzde her türlü imkan kullanılarak aylık ayrıntılı bütçe yayını ve açıklaması anlaşılır bir şekilde yapılmalıdır..
e) Personel alımları, sosyal ve kültürel etkinliklerin bütçeleri, kaynaklarla birlikte, önceden kamuoyuna paylaşılmalı ve denetime ve bilgi almaya açık olmalıdır.
f) Belediye gelirleri, örtülü ödenekler ve belediye başkanlarının özel reklamlarına tamamen kapatılmalıdır. Belediye yöneticileri toplumda ayrıcalıklı değil, halktan biri ve halkın kentsel işlerini halkın parasıyla organize eden yurttaşlardan herhangi biri olarak değerlendirmelidir.
g) Belediye müdürlük faaliyeti, imar harç ve gelirleri, bağışlar, sandıklar, fonların kullanma koşulları her zaman şeffaflık ve denetlenebilir olmalıdır.
Çünkü denetlenmeyen veya denetlenemeyen yönetimler, içten içe çürür, sonra diktatörleşir ve yozlaşır. Yozlaşan sistemler baskı – sömürü. Talan ve rüşvetin, her türlü iltimas ve ayrımcılığın da merkezine dönüşür.
SİLİVRİ DEMOKRASİ PLATFORMU, Belediye başkan ve yöneticilerini toplumda ayrıcalıklı değil, halktan biri ve halkın kentsel işlerini halkın parasıyla organize eden yurttaşlardan herhangi biri olarak değerlendirir.
Son söz:
Bizler, başımızda her şeyi bilen ve karar veren diktatörler değil halkıyla aynı omuz hizasında duran yönetim anlayışları için mücadele etmeliyiz.
Projeleri halka dayatan değil, halkla birlikte oluşturan, Belediye meclisini, belediye başkanlarının, grup kararının vb. baskı ve kıskacında çıkarıp ‘emir erleri’ değil en az belediye başkanı kadar yetkilendirilmiş halk temsilcileri olmalarını talep ediyoruz.
Belediye başkan ve meclis üyelerinin atanan değil, mensubu oldukları parti üyelerinin en geniş katılımıyla (Ön Seçimli) sandıktan belirlenmesini istiyoruz.
Hiçbir belediye başkan adayının ve meclis üyelerinin başbakanın, bakanların, Parti başkan ve yönetimlerinin değil, halkın belirlemesini istiyoruz. Hiç kimse sıfatı – mesleki özellikleri- sosyal ve siyasi statüsü ne olursa olsun kentin yurttaşlarından sadece biri olduğunu, bulundukları makam- mevkilerin kanunlarla belirlenmiş çerçeve içinde imece ederek ve paylaşarak yönetme hakkı olduğu unutulmamalıdır.
Kimse efendi-bey-paşa- ulaşılmaz ve bulunmaz kompleksine kapılmamalıdır. ÇÜNKÜ, toplumsal yaşam iş bölümü zincirlerinden oluşur. Esas olan bu zinciri adil adaletli demokratik yaşama uyarlayacak yöntemleri hayata geçirerek, barış içinde bir arada yaşama yolunu açabilmektir.
Öte yandan Siyasi iktidarı elinde bulunduranların muhalifi yerel yönetimlerine siyasi ayrımcılık, seçmenleri cezalandırıcı tutum davranış ve uygulamalardan acilen uzaklaşmasını “ Bizi olmazsak hizmet gelmez” açık ve örtülü seçmenin iradesini olumsuz etkileyecek tehdit ve şantaj çağrıştırıcı söylem ve imalardan uzak durulmalıdır.
Belediye binalarını dokunulmaz erişilmez mekânlar olmaktan çıkarıp ‘halkın evi’ ne dönüştürecek tedbirlerin uygulanmaya alınmasını mücadele etmeliyiz.
Belediye imkanlarının hiçbir ayrım gözetmeksizin adil ve adaletli bir şekilde dağıtılmasına, rant değil insan ve çevre merkezli, sürdürülebilir ve gelecek kuşaklara yaşanası kentler üretme örnekleri olarak, demokratik yerel yönetim uygulama ve anlayışını miras bırakmak temel hedef olmalıdır.