Çanakkale’nin Kirazlı köyünde, yöredeki tüm canlıların geleceğini, yaşamını tehdit eden, ekolojik ve tarihsel dokuyu hiçe sayan doğa talanına karşı yöre halkı, Çanakkale Belediyesi, demokratik kitle örgütleri, doğaya duyarlı yurttaşlar nöbette. Nöbete katılan Demokrasi için Birlik (DİB) Koordinasyonundan Salih Zeki Tombak (HDK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi) gözlemlerini paylaştı:
KAMP YERİ
Dün gece Kirazlı’daydım. Kazdağları’nın Çanakkale tarafında, Çanakkale’den Çan yönüne giderken, yaklaşık 40 km. uzaklıkta Balaban mevkiinde. Yolun bir kaç km. üst tarafından başlayan, çam ormanlarının içinde giderek büyüyen bir yara izi gibi insanın içini acıtan siyanürlü altın madenciliğine hazırlanan bölgenin hemen altındaki kamp yerindeydim.
AĞAÇ KESİMİ DEVAM EDİYOR
Çanakkale’nin içme suyu Atikhisar barajından karşılanıyor. Barajı besleyen ve yazları neredeyse kurumanın eşiğine gelen ırmağın yatağı yolun diğer tarafında. Toprağa karışan siyanür Çanakkale’linin suyunu zehirlemek için hiç yorulmayacak.
Etraf neredeyse kesintisiz çam ormanlarıyla kaplı. İmza kampanyası metninde 195 bin ağaç kesildi, deniliyor ya; o bilgi sizi yanıltmasın. Hala ağaç kesimi devam ediyor ve yara büyüyor.
BARİKAT ABLALARI, ABİLERİ
Nöbet yeri, YARA’nin altında, yolun üstünde. Dün gece 60-70 küçük çadir vardı. 100-150 kişi kadardık. Aralarında tabiata, insana, özgürlüğe, adalet duygusuna yapılan her iktidar saldırısına karşı, hemen yollara düşen “Barikat Ablaları-Abileri” de vardı, akşam işten çıkınca bir arabaya toplaşıp nöbete gelen, gece yarısında, sohbet biraz aralanınca geri dönen işçiler, kamu çalışanları, emekliler de… Tabii hava karardıktan sonra çadırların arasından yükseliveren müzik seslerinin sahipleri, gençler, üniversiteliler de…
Burada barikat olmaya, barikatın arkasında birikmeye çalışıyoruz. 3-4 gün içinde katılımın geldiği boyutu küçümsemeyelim. Sayı arttıkça, iş makinalarının önüne dikilmek, ağaç kesimlerini engellemek ve hem çevreye ve ülkenin her yerine, hem dünyaya seslenebilmek daha mümkün olacak.
Devlet şirkete yaklaşık 1 milyar TL teşvik vermiş. Elektrik hatları çekilmiş. Şirketin neye ihtiyacı varsa yapılmış. Belediye de nöbet yerine çöp kutuları koymuş. Zaten direnişi Çanakkale Belediyesi Kent Konseyi ÇEVRE MECLİSİ yürütüyor. IDA Dayanışması, Tükoder, İHD gibi kurumlar direnişin değişik yönlerine ait görevleri üstleniyor. Meclis’te değişik geleneklerden sosyalist, ilerici arkadaşlarımız ve haliyle CHP’li aktivistler yer alıyor.
Alanda bir defter var. Kişiler ve kurumlar adına o deftere yazıyorsunuz.
YAPILMASI GEREKENLER
Doğaya, doğal hayata, milyonlarca canlıya ve insana yönelen bu saldırıyı durdurmak için elbette kent merkezlerinde mitingler, toplantılar yapılabilir, imza kampanyaları yürütülebilir. Ama bütün bu kıymetli çalışmaların sahada bir karşılığının olması lazım.
Maden faaliyeti şehrin epey dışında. Orada büyük sayılarda insanın, sürekli olarak toplanması zor. Bu yüzden bir yandan sürekli kalacak nüfusu arttırmak lazım; bir yandan da belirli tarihlerde insan taşıyarak barikatı büyütmek.
Çünkü sonbahar geldiğinde, okullar açıldığında, hava koşulları bozulduğunda, şartlar nöbetin sürdürülmesini güçleştirecektir. Şimdi sık aralıklarla, şirketin ve AKP’nin surlarına saldırmak için şartların en uygun olduğu günlerdeyiz.
Türkiye’nin her yerinden toparlanıp Kirazlı’ya gitmek; Kirazlı’nın bilgisini ve direniş iklimini her yere taşımak için, dayanışmayı büyütmek için el ele vermenin tam zamanı. Unutmayalım, Kaz dağlarına saldırı sadece bu noktadan gelişmiyor. Havran’da, Biga’da, Edremit’te, her yerde doğa katliami var.
Bu hayata ve güzele düşman zihniyeti sandıkta yenmeye başladık. Şimdi Kirazlı’da, ODTÜ Kavaklık’ta ve saldırdıkları her yerde dayanışma ve direniş ile karşılamalı ve hayatı birlikte savunmalıyız.
Yeni bir hayatı buradan kurabiliriz.
