İnsanların sıkışan elleridir barış dünyanın masasındaki ekmektir gülümsemesidir annenin.
Budur yalnızca. Başka bir şey değildir barış.Y. Ritsos
1 Eylül Dünya Barış Gününde işçiler, emekçiler savaşa karşı barışı savunuyor. sendikalar, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri olarak bizler, çocuklarımıza barış içinde bir ülke ve dünya bırakmak için omuz omuza mücadele ediyoruz.
Çünkü;
Savaş, ölüm, acı, gözyaşı ve yıkım demektir!
Savaş, cinayet demektir!
Savaş, baskı, şiddet ve sömürünün
katmerlenerek artması demektir!
Savaş, emekçilerin ekmeğinin küçülürken zenginlerin kasalarının dolması, gelir adaletsizliğinin derinleşmesi demektir!
Savaş, işçilerin, emekçilerin birbirlerine düşman edilerek, haklarını omuz omuza savunmalarının engellenmesi demektir.
Savaş, emeğin haklarının ortadan kaldırılması demektir!
Savaş, demokrasi ve özgürlüklerin bitirilmesi demektir!
Savaş, insan haklarının, hukuk ve adaletin hiçe sayılmasıdır!
Savaş, çevrenin, doğanın tahrip edilmesi demektir!
Savaş, savaş kararı alanların çocuklarının değil, emekçi halk çocuklarının gönderildiği bir cehennem demektir!
Savaş göç yollarında yitip giden yüz binler demektir.
Savaş sürdükçe halkın konuşması engellenir, savaş çığırtkanlığı halkın taleplerinin duyulmamasına yol açar.
Savaş sürdükçe kan ve gözyaşı ak-maya devam eder.
Savaş sürdükçe bir avuç patronun kasaları dolarken, işçiler, emekçiler halk yoksulluğa mahkum bırakılır.
Bugün çatışmaların bedelini, savaşları çıkaranlar değil yoksullar, ezilenler, emekçiler ödüyor. Silah harcamaları sürekli artıyor, nükleer silahların sınırlandırılması antlaşmaları bir bir iptal ediliyor, yeni nükleer silah denemelerinin ardı arkası kesilmiyor, bu denemeler tüm dünyayı tehdit ediyor. Büyükkaynakları silahlanmaya harcanırken çoğunluğu çocuk olmak üzere milyonlarca insan açlıktan, hastalıktan yaşamını yitiriyor.
Ülkemizde de savaştan ve çatışmadan, özellikle de Kürt sorununda çözümsüzlükten beslenen iktidar, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımları her gün biraz daha yok ediyor. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin, yoksul halkın talepleri “savaş için kaynak lazım” denilerek bastırılıyor,insanca yaşam talep eden, haklarını talep eden herkes hain sayılıyor.İş cinayetleriyle, kadın cinayetleriyle, doğa cinayetleriyle işçilere, kadınlara ve doğaya karşı da savaş hali devam ediyor.
Halkın seçme seçilme hakkını elin-den alıyor, seçim sonuçlarını tanımıyor, halkın seçtiklerini görevden alarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyor, tepkileri ise devlet zoruyla ve aygıtlarıyla engelliyor.
Manzara açıktır. Savaş, çatışma ve gerilim politikaları sürdüğü müddetçe bu ülkenin işçilerinin, emekçilerin, çocukların, gençlerin, kadınların hiçbir hakkı güvence altında değildir. Savaş politikaları sürdüğü müddetçe zarar gören haklarımızdır, umutlarımızdır, doğamızdır, tüm bir ülkedir, tüm bir dünyadır, çocuklarımızın geleceğidir.
Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dün-yayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için en başta barışa ihtiyacımız var.
İşte bu nedenle emek ve demokrasiden yana olan herkesi 1 EylülDünya Barış Gününde meydan-larda yan yana, omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.
• Kayyumların gitmesi, halkın iradesinin kazanması için,
• Savaş ve çatışmaların son bulması; emeğin, barışın, demok-rasinin kazanması için,
• “Birlikte kazandık, birlikte savunacağız” demek için,
1 Eylül’de Kartal Meydanı’nda buluşalım!
