25 Kasım Uluslararası Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlar Türkiye’nin her yanında “yaşamak istiyoruz” talebiyle sokaklara çıkacak.
Bianet.org sitesinin medyadan derlediği erkek şiddeti çetelesi verilerine göre erkekler 1 Ocak 2019 – 20 kasım 2019 arasındaki 324 günde 302 kadını öldürdü. 532 kadına şiddet uyguladı.
İçişleri Bakanlığı verileri ise 2019’da 299 kadının öldürüldüğünü gösteriyor. Aynı verilere göre kadın cinayetlerinin yüzde 72,8’i evde işlendi. Faillerin yüzde 95’i, eş partner ya da akraba.
Eğer İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Koruma Kanun, etkin bir şekilde uygulansaydı, yüzlerce kadın hayatta olabilirdi. Kadınlar artık, ‘Ölmek istemiyoruz!’ diyor ve sessiz kalmıyor.
İstanbul Sözleşmesi Uygulansın!
İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni onaylayan ilk devlet Türkiye. 2014’de yürürlüğe giren Sözleşme’ye göre, şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, şiddetin önlenmesi, soruşturulması ve zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete ait.
Nafaka hakkına saldırı; kadına yönelik şiddetle mücadele etmemek anlamına geliyor.
Kadınların büyük kısmı boşanmak istedikleri ve barışma teklifini kabul etmedikleri için öldürülüyor. Kadını ev içine hapsetmenin ve erkek şiddetine mahkûm etmenin yolu nafaka hakkının kaldırılmasından geçiyor. 2020 yılının Ocak ayında Meclis’e sunulması beklenen 30 maddelik ikinci Yargı Paketi nafaka hakkının gaspını ve çocuk istismarının evlilik yoluyla affını öngörüyor.
Çocuk ile kişi arasındaki yaş farkının 10’un üzerinde olmaması ve evliliğin gerçekleşmesi halinde cezanın ertelenmesini düzenleyen paket, nafaka hakkının gaspını da içeriyor. AKP- MHP blokunun gasp etmeye çalıştığı, miktarı 250-350 lira arasında değişen yoksulluk nafakası, kadın çalışmaya başlayıp asgari ücret üzerinde gelir aldığında ya da yeniden evlendiğinde kaldırılıyor.
Demokrasi için Birlik olarak, nafaka hakkını sınırlayan ikinci yargı paketiyle kadınları şiddete mahkum etmek yerine, Meclis’te tartışılan bütçe yasasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin, kadın sığınma evleri, kadın istihdamının artırılması ve kadın işsizliği ortadan kaldırılması konularının gözetilmesini, İstanbul Sözleşmesi’nin derhal uygulanmasını talep ediyoruz!