27 Ocak 2020 tarihinde toplanan Demokrasi için Birlik Meclisi aşağıdaki güncel değerlendirmelerde bulundu.
Siyasal iktidar, memleketin sorunlarını daha da artırmak pahasına, hak tanımaz ve yayılmacı siyasetini derinleştiriyor.
Evrensel normların yerini AKP normları alıyor.
İçerde iktidara destek azaldıkça, dışarda macera arayışları artıyor. Tıpkı ‘Güvenlik Bölgeleri’ kurma ve kayyım atamalarında olduğu gibi, Libya iç savaşına dahil olarak muhalefetin, şovenizm ekseninde parçalanmasını ve bir kısmının kendine yedeklenmesini amaçlıyor.
Böylece iktidarı kaybetmesine yol açacak bir çoğunluğun oluşmasını engellemeye çalışıyor. Ekonomik kriz, halkın yoksullaşması, AKP’nin çözülmesi sürüyor.
AKP sonrası çözümler konuşulur olmaya başladı.
Bununla birlikte, tarihimizin en uzun iktidar dönemlerinden biri yaşanıyor. İktidarın çözülme sürecine bakarak yakın zamanda ve kendiliğinden çözüleceği sonucunu çıkarmak doğru değil. Bir yandan faşizmin kurumsallaştırılma çabaları sürerken, diğer yandan bir restorasyon olasılığı da egemen güçlerin gündeminde.
Bilinen ve açıkça görülen şey, iktidar güçlerinin yönetimi bırakmamak için her yolu deneyecekleridir. Halklara ve haklara yönelik tüm baskılara ve kuralsız ve sınırsız saldırılara karşın, toplumun büyük bir kısmı durumu kabullenmiyor, itirazlarını değişik biçimlerde gösteriyor.
Toplum kesimlerinde ciddi bir politikleşme var. Halk kesimleri sistemden umutsuz ve kopuş içerisinde, ama sürdürülen baskı ortamı, yeni bir heyecan ve umut verecek alternatif görmedikleri için, bir araya gelemiyor.
DİB’in Ekim ayında gerçekleştirdiği Meclis toplantısı sonrası ortaya koyduğu 8 maddelik mücadele hattı ve toplumsal muhalefetin ortak hareketini sağlamak için çaba göstermesi gerekliliği güncelliğini koruyor.
Birlikte hareket etme niyetlerinin dillendirilmesi kuşkusuz önemlidir, ama asıl olan toplum kesimlerinin bu süreçlerin öznesi olabileceği ortamların yaratılmasıdır.
Yakın geçmişteki İstanbul seçimleri, Kaz Dağları Direnişi, Kanal İstanbul gibi örnekler, halkın yaşamına doğrudan dokunan konularda toplumun birlikte hareket etme iradesine, itiraz etme cesaret ve moral gücüne sahip olduğunu göstermiştir.
Bütün bu olanlar bize şunu gösteriyor; Topluma, içerde ve dışarıda olanlar konusunda
doğru şeylerin söylenmediği ortamda, gerçekleri söylemek, gerçeğin sesini topluma ulaştıracak araç ve yöntemleri yaratmak, bir direniş hattıdır!
Halk siyasetin öznesi haline getirilmelidir. Yeni dönemde siyaset mekanları yerel yönetimler, iş yerleri ve yaşam alanları olmalıdır.
Uzlaşılabilir her konuda eylem birlikleri ön plana çıkarılmalıdır.
DİB, halkı yönetim sürecine dâhil etme noktasında, demokrat yerel yönetimler ile projeler geliştirmeli, aşağıdan yukarıya denetim mekanizmalarının hayata geçirmesine önayak olmalıdır.
DİB, bu rejimi durdurmak isteyen farklı toplumsal ve siyasal kesimlerin yan yana gelmesini sağlayacak bir fonksiyon üstlenmelidir.
Geçmişteki başarılı uygulamaların arkasında, Çalışma Gruplarının olduğu bir gerçektir.
DİB başta yerel toplumsal örgütlenmeler olmak üzere, tek adam rejiminin kalıcı olarak tasfiyesi için, muhalefetin üstünde birleşmesi gereken ilkeler doğrultusunda faaliyet gösterecek sonuç odaklı Çalışma Grupları kurmalıdır.
27 Ocak 2020
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.