thumb image

Gündem

DİB: İKTİDAR, SALLANDIKÇA ZORBALAŞIYOR

Covid-19 salgınından ölüm oranlarını gizleyerek, yaygın test yaptırmayarak bir başarı hikâyesi çıkarmaya çalışan tek adam rejimi, salgın sürecinde meşruiyetini yitirdikçe hak ve özgürlüklere saldırılarını da yoğunlaştırdı. İktidar, kutuplaştırıcı söylemlerden, 1 Mayıs’ta emekçilere, demokrasi güçlerine saldırılardan, yerel yönetimleri etkisizleştirmekten ve hedef almaktan medet umuyor.

Diyanet İşleri Başkanı nefret suçu işliyor, iktidar laikliği hedef alıyor

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş,  LGBTİ+ bireyleri, HIV hastalarını ve nikahsız birliktelikleri salgının nedeni olarak gösteren bir hutbe verdi. Erbaş, evrensel hukuk ilkelerini, anayasayı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerini ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ni çiğneyerek ayrımcılık ve nefret suçu işledi. Kamu görevlisi olması suçu ağırlaştırmaktadır. 

Tek adam ve iktidarın hemen bütün milletvekilleri ise nefret suçu işleyen kamu görevlisinin arkasında yer aldı ve dini söylemin kamu yönetimine dahil edilmesini meşrulaştırarak anayasadaki laiklik ilkesini ihlal ettiler. Diyanet işleri Başkanı’nın söylemini nefret suçu olarak nitelendirerek kınayan  Ankara Barosu ve ardından Diyarbakır Barosu hakkında hukuksuz biçimde soruşturma açıldı. 

1 Mayıs’ta emek düşmanı  saldırılar sürdü

Zorunlu işler dışında üretimi durdurmayarak, işsizlik fonunu sermayeye aktararak, emekçileri açlık ya da ölüm kıskacına sokan iktidar, işçi sınıfının Birlik, Mücalede ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ta da emek düşmanı tutumunu sürdürdü. Taksim Meydanı’nda anıta çelenk koymak isteyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sendika yöneticileri ve işçiler polis tarafından gözaltına alındı.  İstanbul’un çeşitli yerlerindeki eylemler polis tarafından engellendi. Emekçilere yapılan saldırılar sırasında polis fiziksel mesafe kurallarını hiçe saydı.

Normalleşme takvimi halkın sağlığını değil, sermayenin çıkarlarını gözetiyor

Salgının sona ermesi için toplumun sağlığını ve canını önceleyerek, acil yaşamsal gereksinimlerin karşılanacağı bir geçiş programı gerekiyor.  İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Bilim Kurulu normalleşmenin mutlaka Ramazan bayramından sonra planlanmaya başlamasını öneriyor. Salgını siyasi fırsata çevirmek isteyen iktidar ise bilim insanlarının ve Türk Tabipler Birliği’nin yaptığı uyarılara kulak tıkayarak, sermayenin çıkarlarını önceleyen bir kademeli geçiş programı açıkladı.  Salgının yayılma ve bulaşma riskinin olduğu AVM’lerin 11 Mayıs’ta açılması bunlardan biri. Cumhurbaşkanı kademeli geçiş programı açıklamasının önemli bir bölümünü muhalefete saldırmaya ayırarak, halk sağlığını hiçe sayan uygulamalarını örtmeye çalıştı. 

Kars Belediyesi’ne kayyım tehditi 

Salgın sürecinde başarılı dayanışma kampanyaları yürüten yerel yönetimleri hedef alan iktidar, İstanbul, Adana ve Mersin belediyelerinden sonra bu kez de Kars’ı topun ağzına koydu. Kars Belediyesi’nde önceki yönetimi etkileyen çıkar çevrelerinin yönelttiği suçlamalar, kayyım tehdidine dönüşüyor. Kars Belediye eşbaşkanları Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca kasıtlı ve manipülatif haberlerle saldırı altındalar. Kars Belediyesi’nde İçişleri Bakanlığı ve Mülkiye müfettişlerince yapılan incelemelerde parası verilip yapılmamış yollar, ulaşılamayan personeller başta olmak üzere sayısız yolsuzluk ortaya çıkmıştı.  31 Mart seçimleri sonrası 3’ü büyükşehir olmak üzere 65 belediye kazanan HDP’nin 40 belediyesini artık kayyım yönetiyor.

Anayasanın eşitlik maddesini ihlal eden infaz yasası Anayasa Mahkemesi’nde

Cezaevlerinden yaklaşık 90 bin kişinin tahliye edilmesini sağlayan infaz düzenlemesine ilişkin yasa, bugün Anayasa Mahkeme’since şekil yönünden incelenecek. Çete mensuplarının salınması nedeniyle eleştiri konusu olan İnfaz Yasası ile salıverilenlerin bazıları yeniden suç işleyerek cezaevine döndü.

Yasaya muhalefetin yönelttiği eleştiriler şöyle:

  • Yasa kısmi af niteliğinde. Anayasa uyarınca af düzenlemelerinin 3/5 çoğunlukla yasalaştırılması zorunluluğu var. 
  • Yasa, Anayasa’nın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine, 2. Maddesindeki hukuk devleti ilkesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. Maddesindeki ayrımcılık yasağına aykırı.
  • İndirim ve afta siyasi suçlara öncelik tanınmalı. Muhaliflerin terör suçlamasıyla kapsam dışında bırakılması anayasa aykırı. 
  • Denetimli serbestlik gazetecileri de kapsamalı.
  • Sayıları 90 bini bulan tutuklular ile hasta tutuklu ve hükümlüler çocuklu ve çocuk tutuklu ve hükümlüler zaman kaybetmeksizin serbest bırakılmalı. 

Dersim: 1937-38 Tertelesi

Resmi olmayan verilere göre  Dersim’de 70 bin Kürt yurttaşın katledildiği “1937-38 Tertelesi’ni (büyük tufan, yokoluş) kınıyor, hayatını kaybedenleri 4 Mayıs vesilesiyle saygıyla anıyoruz.

Denizler…

6 Mayıs 1972’de sabaha karşı idam edilen 68 kuşağının ve Türkiye devrimci hareketinin liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı sevgiyle anıyoruz. 68 kuşağının bağımsızlık ve demokrasi istekleri, bugün de demokrasi güçlerinin talebidir.

Demokrasi için Birlik

PDF dosyasına buradan ulaşabilirsiniz

DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK

Demokrasi İçin Birlik; katılımcı ve çoğulcu yeni bir demokrasiyi, her türlü farklılığın tanındığı ve bu farklılıkların kamusal alanda yer bulduğu bir demokratik yaşamı hedefleyen, herkesin eşit ve çoğulcu bir anlayışla katıldığı, hiçbir siyasi görüş ya da partinin şemsiyesi altında olmayan bir birlik hareketidir.

BİZE ULAŞIN

[email protected]
www.demokrasiicinbirlik.com

© 2017 DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK. Her Hakkı Saklıdır. dibNot | Demokrasi Sayacı | Demokrasi Forumu