Salgının derinleştirdiği ekonomik krizin geniş halk kesimlerini ölüm, yoksulluk ve açlıkla baş başa bıraktığı, dayanaklarını gitgide yitiren tek adam rejiminin salgını fırsat bilerek baskı ve hukuksuzlukları artırdığı bir yılı geride bıraktık. Bütün baskılara rağmen geçtiğimiz dönem; emekçilerin, kadınların, esnafların, köylülerin ve çeşitli halk kesimlerinin itirazlarına ve umut verici direnişlerine sahne oldu.
Geçmiş dönem çalışmaları, demokrasi için birliği yaratma perspektifinden yürütüldü
Bu dönem içinde Demokrasi için Birlik olarak güncel gelişmelerle ilgili tutum alırken, esas olarak salgınla mücadelenin şeffaf biçimde yürütülmesi, özellikle Türk Tabipler Birliği’nin, bilim insanlarının ve yerel yönetimlerin salgınla mücadelede daha etkin ve karar alıcı bir konuma getirilmesi, ülkenin kaynaklarının halkın acil ihtiyaçlarının karşılanmasına ayrılması gibi başlıklarda demokrasi güçlerinin ortak hareketini ve birliğini sağlayıcı adımlar atmaya çalıştık.
2021 bütçesi tartışmalarında; eğitim, sağlık, milli savunma ve iç güvenlik, tarım ve kadın başlıkları altında bildiri ve televizyon yayınlarıyla; halkın vergileriyle sağlanan bütçe kaynaklarının halkın yaşamsal ihtiyaçlarına değil, ekonomik kriz ve salgın koşullarına rağmen savaşa, sermayeye nasıl aktarıldığını ortaya koyarak, yaygın bir toplumsal tepki oluşması için gayret gösterdik.
Dib’in temel hedeflerinden biri de barış. Türkiyeli ve Yunanistanlı demokrasi güçleriyle Akdeniz’in tekellere ve onların çıkarlarını koruyan iktidarlara değil, Akdeniz halklarına ve canlılarına ait olduğunu vurgulayan, petrol ve doğal gaz araması adı altında doğal varlıkların yok edilmesine karşı çıkan bir ortak imza çalışması yaptık. Türkiyeli ve Yunanistanlı kurum ve kişilerden toplanan imzalar üç gazetede yayınlandı.
Temel gelir ve sağlık komisyonunun çalışmaları
Geçen yılın ortalarından itibaren sürdürdüğümüz temel gelir çalışmaları belli bir olgunluğa erişti. Yapılan geniş katılımlı toplantılar sonucunda temel gelir talebinin, emek ve demokrasi güçlerinin ortaklaşmasıyla güçlü bir kampanyaya dönüştürülmesi aşamasına geldi.
Yakın zamanda kurulan Sağlık Komisyonu, Türk Tabipler Birliği’ni temsilen bir Merkez Konsey Üyesi’nin de katılımı ile; salgınla mücadelenin şeffaflaştırılması, karar yetkisinin bilim insanlarında olması, sağlık hizmetlerinin kamulaştırılması, sağlık emekçilerinin yaşamsal hakları, en az 14 günlük tam kapanma ve aşının ücretsiz ve eşit koşullarda uygulanması gibi konularda, yine demokrasi güçlerinin birliği perspektifiyle çalışmalar yapmayı planladı, hazırladığı bildiriler ile bu konuları gündeme getirmeye çalıştı.
Demokrasi ve Ekonomi güncesi programları
Bu çalışmalar çerçevesinde her 15 günde bir Karantina TV’de yapılan Demokrasi Güncesi programıyla, hem ülkedeki güncel gelişmeler hem de salgınla mücadele konusunda demokrasi güçlerinin sesini duyurmaya, çözüm yollarını sergilemeye ve yaygınlaştırmaya çalıştık.
Yine 15 gün de bir gerçekleşen Ekonomi Güncesi TV programında, ağırlaşan kriz şartlarında işsizlik, yoksulluk karşısında çözüm yolları sunan etkili yayınlar gerçekleştirildi.
Demokrasi için Birlik Koordinasyonu olarak bütün çalışmalarımızda, güncel gelişmelere dair etkinliklerimizi sürdürürken; demokrasi güçlerinin birliğinin sağlanması ve işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik gibi yakıcı sorunlara karşı, halkın bizzat kurucusu olduğu bir halkçı seçeneğin yaratılması perspektifinden hareket ettik.
Halkı yoksullukla, açlıkla, salgında ölümle baş başa bırakan Saray rejimi, salgını toplumsal muhalefetin etkisizleştirilmesinin araç olarak kullandı. Öte yandan salgın, demokrasi ve emek güçlerinin etkin ve geniş katılımlı toplantılar ve eylemler yapmasının da önüne geçti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve demokrasi güçlerinin birlikte düzenleyeceği halk toplantıları hayata geçirilemedi.
Önümüzdeki dönem de bütün bu zorlukların artarak devam edeceği öngörülebilir. Önümüzde kolay çözümler, kısa yollar yok.
Salgın ve ekonomik krizin karanlık tablosu sürecek
Salgın yeni biçim ve dalgalarla yayılırken en çok tahribatı yoksullar üzerinde oluyor. Deva olması beklenen aşıda da sınıf olgusu kendini gösteriyor. Patenti elinde bulunduranlar zengin ülkelere hizmet sunuyor. Ucuz iş gücüyle dünya pazarlarına satılığa çıkarılan emekçiler virüs tehdidi ile baş başa çalışmaya zorlanıyor, açlıktan ya da hastalıktan ölüm kıskacı altında bir yaşam sunuluyor.
Yüksek enflasyon, on milyon işsiz kitlesiyle, daha yeni açıklanan zamlarla ekonomi; kimileri için tıkırında sürerken, ülke nüfusunun büyük bölümü için bir yıkım dişlisi gibi öğütücü. Hazinenin eksi hale getirilmiş bakiyesi, acı reçete ürünü yeni zam ve vergilerle kapatılmaya çalışılacak. Ancak borçları katlanan emekçiler karşısında borçları silinen soyguncu sermaye sınıfı gerçekliği değişmeyecek.
Bu karanlık tablonun siyasi yansıması da farklı değil elbette. Dış politikada macera ve yayılmacılığın faturası olarak ABD yönetimi ve AB ile yeni pazarlık arayışı, Kürtlerin sınır ötesindeki ileri hamlelerinin önünü kesme manevraları, Türk dünyasına askeri hamilikler, Libya çöllerinde ikbal debelenmeleri, tezkere uzatmalar gibi politikalar sürdürülecek. İktidar eliyle yaratılan savaş sermayesi beslenirken, halkın kaynakları savaşlara ve operasyonlara aktarılacak.
Tek adam ve saray yönetiminin hukuksuzluk ve despotizminin son örneği, hukuk reformundan söz edilirken Selahattin Demirtaş’ın salıverilmesine dair AİHM kararının tanınmaması oldu. Yetmedi, faşizmin yeni hamlesi olarak, Saraya tüm toplumu susturma; demokratik kuruluş, dernek ve vakıflara kayyum atama yetkisi getirildi. Bu hukuksuzluk ve zorbalıklar artacak.
Tablonun aydınlık yüzü de var elbette. İşçilerin köylülerin, avukatların, emekçilerin, kadınların ve çeşitli toplum kesimlerinin 2020’ye damgasını vuran direnişleri, Boğaziçi Üniversitesine tek adam görevlisi kayyum rektör atanmasına öğrencilerin ve öğretim üyelerinin direnişleri, hak ve demokrasi arayışlarının tükenmeyeceğini gösteriyor.
Yeni dönemde daha güçlü ve etkin bir mücadele gerekiyor
2020’nin bize bıraktığı her işaret, yeni yılda daha güçlü ve etkin bir mücadelenin, demokrasi güçlerinin birliğinin gerekli olduğunu ortaya koyuyor. Bu birliği nasıl hayata geçirebileceğimiz, demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara topluca ve güçlü bir yanıtı nasıl verebileceğimiz, ortak eylemlilikleri nasıl sağlayacağımız önümüzdeki dönemin temel soruları. Artacak olan toplumsal itirazların akacağı güçlü ve meşru bir mecra yaratılması demokrasi güçlerinin birliğiyle mümkün.
DİB’in temel varlık nedeni, demokrasi güçlerinin ortak hareket edebilmesinin önünü açacak ortak akıl, ortak masaların oluşmasını sağlamak, birbirinden bağımsız süren halk eylemliliklerinin ortak mücadeleye dönüştürülmesinin araçlarını yaratmak. Bu konuda nasıl bir çalışma tarzının belirlenmesi gerektiği yine meclisin temel gündemi olacak.
Zorluk bakımından geçen dönemden aşağı kalmayacağı görülen önümüzdeki dönem çalışmasını güçlendirecek bir koordinasyonu belirleme yine meclis gündemimizde olacak.
Demokrasi için Birlik koordinasyonu olarak, yeni dönem için bazı temel hedef ve soruları meclis gündemine sunuyoruz:
- Güçlendirilmiş parlamenter sistem adı altında yapılmakta olan tartışmalara; halkın yönetimi, etkin katılımı ve denetimini güvenceye alacak mekanizmaların inşası ve toplumun ezici çoğunluğunun yakıcı sorunları olan işsizlik, yoksulluk, emek hakları ve güvencesizleştirmenin dahil edildiği bir demokratikleşme perspektifiyle nasıl müdahale edebiliriz?
- Saray rejimine karşı en geniş ve güçlü birlikteliği yaratmaya çalışırken işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik gibi yakıcı sorunları temel alan, halkın yalnız katılımcısı değil bizzat yaratıcısı olacağı bir halkçı seçeneği nasıl ortaya çıkarabiliriz?
- Salgının önlenmesi için en az iki hafta tam kapanma ile birlikte, minimum refah seviyesinin altında yaşayanlardan başlayıp kademeli olarak ülkemizde yaşayan herkese bir temel gelir güvencesi sağlanması talebini yaygın toplumsal bir talep haline nasıl getirebiliriz?
- Halkın başta, eğitim, sağlık gibi yaşamsal ihtiyaçlarını sağlayan sektörlerin kamulaştırılması hedefleri arkasında nasıl toplumsal güç biriktirebiliriz?
2021 yeni mücadele ve birlik imkânlarıyla önümüzde duruyor. Bu mücadeleyi sürdürme azmini, inancını ve umudunu, iktidarın baskı ve zulmüne rağmen halkın çeşitli kesimlerinin susmadığı, susturulamadığı gerçeğinden alacağız.
Birlik ve dayanışma bizleri güçlü kılsın.
Demokrasi için Birlik koordinasyonu
13.01.2021
PDF Dosyasına buradan ulaşabilirsiniz
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.