HÜSNÜ ÖNDÜL, EVRENSEL GAZETESİ
Bundan 32 yıl önce (nisan 1989), Yazar Aziz Nesin’in öncülüğünde “Demokrasi Kurultay”ı düzenlenmişti. 930 kişinin çağrılı olduğu kurultayda, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, SP Genel Başkanı Ferit İIsever, DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, Türk-İş Örgütlenme Sekreteri Orhan Balaban, TMMOB Genel Başkanı Teoman Alptürk, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkan Vekili Cemal Tercan, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Nevzat Helvacı, Prof. Dr. Sadun Aren, Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Doç. Dr. Haluk Gerger, Yazar Vecihi Timuroğlu konuşmuştu.
Sevgili okuyucular, 32 yıl sonra da insan hakları ve demokrasi sorunu, temel sorunumuz olmaya devam ediyor.
“Demokrasi İçin Birlik” hareketi, 16 Ocak 2021 tarihli toplantısında değerli İnsan Hakları Hukukçusu Rıza Türmen’in “Demokrasi konferansı” önerisinin kabul edildiğini yayımladığı bildiri ile duyurdu. Şöyle denildi:
“Demokrasi konferansı önerisi genel çerçevesiyle Meclis katılımcılarının tümü tarafından desteklendi.
Konferansın;
Faşizme karşı en geniş cepheyi oluşturma amacını taşıması,
Demokrasi mücadelesini bir ileri aşamaya yükseltmesi,
Konferansa giden hazırlık sürecinin katılımcı, iyi çerçevelendirilmiş, iyi tartışılmış konu başlıklarında en geniş mutabakatı sağlayarak, doğru bir takvim içinde örülmesi,
Siyasi hak ve özgürlüklerle birlikte kadınların hak ve taleplerinin, ülkenin çoğunluğunu oluşturan yoksul ve emekçilerin güvencesizlik, işsizlik ve yoksullukla ilgili yakıcı taleplerinin de mutlaka demokratik hak ve özgürlükler başlığı altında yer alması,
Halkların Demokratik Partisine (HDP) yönelik saldırıların aslında toplumsal muhalefetin bütününe yöneldiği ve buna en geniş karşı koyuşu sağlamak için demokrasi konferansının önemli olduğu,
Konferansın ulusal değil, uluslararası bir nitelik kazanması, önerileri getirildi.”
Değerli okuyucular, haziran 1993 tarihinde yapılan BM Dünya İnsan Hakları Konferansında 25 Haziran 1993 tarihinde kabul edilen “Viyana Bildirisi ve Etkinlik Programı”nın* 5. maddesinde insan haklarının özelliklerine ve devletlerin ödevlerine vurgu yapılır. Buna göre;
- a) Bütün insan hakları, evrenseldir, bölünmezdir ve birbirine bağlıdır ve birbiriyle ilişkilidir.
- b) Uluslararası toplum insan haklarını, global olarak, adil ve eşit biçimde, aynı temelde ve aynı vurguyla kavramalıdır.
- c) Ulusal ve bölgesel özellikler ve çeşitli tarihsel, kültürel ve dinsel temeller anlam ve önemi akılda tutulduğunda, siyasal, ekonomik ve kültürel sistemler dikkate alınmaksızın, bütün insan haklarını ve temel özgürlükleri geliştirmek ve korumak devletin ödevidir.
Aynı bildirinin 8. maddesinde, demokrasinin bütün unsurlarına yer verilen bir tanım vardır. Şöyle:
Demokrasi, kalkınma/gelişme ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı, birbirlerine bağlıdır ve birbirlerini karşılıklı olarak güçlendirirler. Demokrasi, halkın, kendi siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel sistemlerini belirlemek için, istencinin özgürce ifade edilmesine ve kendi yaşamlarının tüm yönlerine/veçhelerine tam katılımına dayanır.Belirtilen bağlamda, insan haklarının ve temel özgürlüklerin ulusal ve uluslararası düzlemde geliştirilmesi ve korunması, evrensel olmalıdır ve koşullara bağlanmaksızın / ilintilendirilmeksizin yönlendirilmelidir.Uluslararası toplum, tüm dünyada, demokrasinin, kalkınmanın ve insan hakları ve temel özgürlüklere saygının güçlendirilmesini desteklemelidir”
Sevgili okuyucular, DİB kararının, zamanında ve yerinde alınmış bir karar olduğu düşüncesindeyim. Türkiye, geniş siyasal ve sosyal birlikteliklerle, insan hakları ve demokrasi değerlerini kazanma, kullanma, koruma ve geliştirme yolunda yürümelidir.
* Gemalmaz Semih, Temel Belgelerde İnsan Hakları, s.44-45, İHD yayını, Ankara, 1995
*Hüsnü Öndül: İnsan Hakları Derneği (İHD) eski genel başkanı, Evrensel Gazetesi yazarı.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.