DiB’in çağrısı ile gerçekleşen 27 Kasım 2023 tarihli, “Yerel Seçimler ve Yerel Demokrasi Konferansı” konulu çevrimiçi toplantının sonuçları
Demokrasi İçin Birlik’in çağrısıyla 27 Kasım 2023 de yapılan çevrimiçi toplantıya Alevi Bektaşi Federasyonu / Alevilerin Sesi Dergisi / Demokrasi İçin Birlik / Devrimci Yapı İş Sendikası / Emekçi Hareket Partisi (EHP) / Emek Partisi (EMEP) / Engelsiz Bileşenler Federasyonu / Eşik gönüllüleri Fikri Sönmez Yerel Yönetimler ve Demokrasi Derneği / Gökpınar Koruma Platformu / Güngören Demokrasi Platformu / Halkevleri / Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi / Her Yer Çocuk / Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV) / Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) / İklim Adaleti Koalisyonu / Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği / Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) / Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) / Türkiye İşçi Partisi (TİP) / Toplumsal Özgürlük Partisi(TÖP) / Türk Tabipleri Birliği (TTB) / Validebağ Savunması / Yeşil Sol Parti Girişimi ile bireyler ve belediye başkanları katıldı.
DiB kurucusu ve sözcüsü, hukukçu Rıza Türmen’in yerel demokrasi konusunda yaptığı bilgilendirme* ile açılan toplantıda çıkan sonuçlar şunlar:
- Yerel demokrasi konferansı içinde bulunduğumuz siyasi sürecin ihtiyaçlarına yanıt verecek bir biçim ve içerikle düzenlenmelidir.
- Seçimlerden halkçı ve toplumcu, demokratik yerel yönetimlerin sayısını artırarak çıkmak, demokrasi güçleri ve halkın mücadele eden kesimleri için moral kaynağı olacaktır.
- Kazanılan yerel yönetimlerde yaratılabilecek demokratik, katılımcı yerel yönetim modelleri, demokrasi mücadelesinde önemli ufuklar ve imkânlar açacaktır.
- Konferans hazırlık toplantısı çağrısında da belirtildiği gibi iktidarın ülkeyi anayasasız ve neredeyse seçimsiz yönetmek konusunda yapılaşmayı büyük ölçüde tamamladığı bir noktada, seçimlerden halkçı yerel yönetimlerle çıkmak kadar kazanımları korumak da önem taşımaktadır.
- Çok sayıda yerel yönetime kayyım atandığı, aynı uygulamanın bütün halkçı ya da İstanbul gibi muhalif belediyeleri kapsayabileceği düşünüldüğünde demokrasi güçleri, ortak stratejilerini iktidarın halkın seçme ve seçilme hakkına yöneltebileceği saldırı ve hamlelere nasıl yanıt verileceğini de dikkate alarak oluşturmalıdır.
- Konferans demokratik, halkçı, toplumcu bir yerel yönetimin taşıması gereken nitelikler açısından demokratik toplum örgütlerinin ortak sözünü ortaya koymalıdır.
- Yaşam alanlarındaki altyapı, ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, kültür hizmetlerinin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi kentleri metalaştırmıştır. Plansızlığın ve denetimsizliğin ağır sonuçları, deprem, sel, heyelan gibi afetlerle yaşanmaktadır. Plansız, denetimsiz, piyasaya terkedilmiş, metalaştırılmış kentler, yoksulların, ezilenlerin ve emekçilerin, kadınların, engellilerin, çocukların, mültecilerin sosyal yaşamdan dışlandığı, kamusal olması gereken hizmetlerden eşit yararlanamadığı, yoksulluğu derinleştiren, parçalanmış mekânlar haline gelmiştir.
- Konferans, insanı topluma ve doğaya yabancılaştıran bu politikalar yerine şirketlerin ve sermayenin çıkarlarını değil, kamusal çıkarı esas alan, halk ve kitle örgütlenmelerinin katılımıyla kentleri, ekolojik, çoğulcu, eşitlikçi bir biçimde yeniden inşa etmeye imkân sağlayacak politikaların üretilmesi konusunda ortaklaşmaları ortaya çıkarmalıdır.
Toplantıda konferansta ele alınacak konulara ilişkin şu perspektifler ortaya konmuştur:
Yerel yönetimler ağır bir merkezi vesayet altındadır.
- Yerel yönetim organlarının bağımsız oluşumu, karar alabilme ve uygulayabilme yetkisi, yerel düzeyde alınan kararların katılımcı mekanizmalar ve organlar yaratılarak bizzat halk tarafından alınmasının sağlanması ve mali bağımsızlık bütün yerel yönetimler için geçerli ilkeler olmalıdır.
- Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde ağır bir merkezi vesayet vardır. Yerel yönetimlerin idari ve mali yetkileri yok denecek ölçüde sınırlıdır.
- Avrupa Konseyine üye devletler tarafından hazırlanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Türkiye tarafından 1988 yılında imzalanarak 1993 yılında yürürlüğe konmuştur. Ancak yerel yönetimlerin üzerinde merkezin vesayetini sınırlayan 6 maddenin çeşitli bölümlerine şerh konmuştur. Bu şerhler kaldırılarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı hayata geçirilmelidir.
- Halkın seçtiği yerel yönetimler, merkezi iktidarın görevden alma ve kayyım atama tehdidi altındadır. Yerel seçim süreci bu tehditler karşısında en geniş demokratik direniş potansiyelini ortaya çıkaracak bir yaklaşımla değerlendirilmeli, seçimler sonrasında iktidarın yerel yönetimlere yönelteceği bu tip saldırılar ve tacizler karşısında etkili bir demokratik direnişin sergilenmesi için gerekli temel yaratılmalıdır.
Yerel yönetimlere halkın katılımı
- Yerel yönetimlerin halkın katılımına ve denetime açılması için kurulan mekanizmalar yetersiz ve işlevsizdir.
- Temsili demokrasinin kimi olanaklarını reddetmemekle birlikte katılımcı demokrasinin formlarını ve araçlarını yaratmak önem taşımaktadır..
- Kent konseyi gibi işlevsizleştirilmiş katılım mekanizmalar canlandırılmalı ve halk meclisleri gibi yeni katılımcı demokrasi formları yaratılmalıdır. Halkın seçmenler değil yurttaşlar olarak, yaşam alanları üzerinde söz ve karar sahibi özneler olarak yer almasını sağlayacak araçlar yaratılmalıdır.
- Seksen öncesinde Fatsa’da yaratılan demokratik, katılımcı belediyecilik örneği halkın yönetime katılmasının, yaşam alanları üzerindeki dönüştürücü etkilerini gözler önüne sermekte ve bunca yılın ardından ilham vermeye devam etmektedir.
- Katılımcı demokrasinin en önemli ayağı katılımcı bütçedir. Porto Alegre’de örneği görülen katılımcı bütçe uygulamaları ufuk açıcıdır. Bu uygulamalarda, yerel yönetimin idari ve mali bağımsızlığı ve bütçenin bütün süreçlerine halkın uygun araçlar ve mekanizmalar yaratılarak dahil edilmesi öne çıkmaktadır.
- Yerel demokrasi mücadelesini ülkenin demokratikleşme mücadelesiyle birlikte düşünmek gerekmektedir, Yoksa yerelde bazı özgürlük alanları açıldığı ancak bunun ülkenin demokratikleşmesine katkı sunmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
- İl ve ilçe belediye meclis üyelikleri de önemsenmelidir.
- Keza muhtarlıklar da önem taşımakla birlikte muhtarlık ve ihtiyar heyeti gibi yerel demokrasi araçları iktidar tarafından büyük ölçüde kontrol altına alınmış ve etkisizleştirilmiştir.
- Toplantıya katılan Silopi Belediyesi eş başkanı Adalet Fidan ve Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu’nun kendi yerellerinden verdikleri demokratik belediyecilik örnekleri ufuk açıcıdır. Dünyadaki ve Türkiye’deki iyi örneklerin ortaya konulması bu açıdan önem taşımaktadır.
- Konferansın tek gün olmak üzere İstanbul ya da Ankara’da yapılabileceği düşünülmüştür.
- Yerellerde ayrıca konferans yapma olanakları dile getirilmiştir.
- Toplantı sonucu kurulan hazırlık komisyonu bundan sonra konferansla ilgili yapılacak çalışmaları yürütecektir. Hazırlık komisyonunun genişletilmesi, konferansın ortak akılla ve katılımcı bir anlayışla yapılması açısından önemlidir.
27.11.2023