28.06.2016
Türkiye giderek büyüyen bir demokrasi krizi içinde, hızla karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmektedir.
Siyasi iktidar demokrasiyi seçim sandığına indirgeyerek tahrip etmektedir. Ülke, seçimde çoğunluğu sağlayan partinin, hedefine ulaşmak için her şeyi yapabileceği anlayışıyla yönetilmektedir.
Hukuk devleti rafa kaldırılmıştır; yargı tamamıyla iktidara bağımlı hale getirilmiştir. Güç tek bir kişinin elinde toplanmıştır. Bu gücün kullanılması hiçbir denetime tabi değildir. Türkiye’de güçler ayrılığından değil, güçler birliğinden söz etmek daha doğrudur.
Yaşamlarının en üretken evrelerinde binlerce genç insan, kazananı olmayacağını bildiğimiz kanlı bir savaşta kaybedilmektedir. İnsan yaşamını değersizleştiren, en temel insan haklarının kitlesel ihlaline yol açan, kentleri ortadan kaldıran bu savaşın sona erdirilmesi ve barışın sağlanmasının önündeki en büyük engel siyasi iktidardır.
Kimsenin can güvenliği kalmamıştır. Bir yıl içinde patlayan canlı bombalar sayısız can almış; göz göre göre gelen katliamlar konusunda siyasi iktidar hiçbir şey yapmayarak yeni kayıpların yolunu açmıştır.
Bu karanlık durum karşısında demokrasiden yana olan tüm güçlerin asgari demokratik ilkeler etrafında bir araya gelmeleri ihtiyacı yakıcı hale gelmiştir.
Bu ortak amaç etrafında buluşan bizler, herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğu; barış içinde yaşayabileceği, insanca çalışma ve yaşama koşullarının garanti altına alındığı, devletin herkesin inancına, inançsızlığına, yaşam tarzına, siyasi düşüncesine karşı tarafsız ve saygılı olduğu, kadına ve cinsel kimliklere yönelik şiddetin son bulduğu, tarihi ve doğal varlıkların, diğer canlıların yaşam alanlarının ve kentlerin korunduğu, laik, demokratik bir Türkiye yaratabilmek için tüm toplum kesimlerini kucaklayacak, yeni bir umut ve güç merkezine ihtiyaç olduğu apaçık ortadadır.
Yurttaşlar olarak insan onuruna uygun biçimde demokratik bir ülkede; barış ve güvenlik içinde yaşamak hakkımızdır. Ortak yaşamımızı düzenleyen demokratik kurallara, kazanılmış haklara, hukuka yönelik saldırılar karşısında demokratik direniş hakkımız meşrudur.
28 Haziran 2016 Salı günü yaptığımız toplantı ile bugünden başlayarak en kısa zamanda en geniş toplum kesimlerini kucaklayacak bir Demokrasi Kurultayı toplamak, toplumun her kesiminden yükselen itirazları umut ve direnç yaratacak ortak bir mücadeleye taşımak üzere harekete geçmiş bulunuyoruz.
Herkes İçin Demokrasi
Demokrasi İçin Birlik