thumb image

HAYIRlı Haberler

DİB MECLİSİ SONUÇ BİLDİRİSİ (18.02.2023)

SARAY REJİMİ GİTMEDEN ÜLKENİN ALTINDA KALDIĞI ENKAZ KALDIRILAMAZ

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler iktidar eliyle bir kıyıma dönüştü. Resmi rakamlara göre on binlerce insan hayatını kaybetti, insanlar enkaz altında yardım bekleyerek diri diri gömüldü. Yaşanan büyük felaketin yarattığı can kayıplarının resmi rakamlardan çok daha fazla olduğunu öngörebiliyoruz.

Demokrasi İçin Birlik Meclisi, bu çok uzun ve zorlu süreçte DİB’in atacağı adımları tartışmak ve yol bir haritası saptamak için çok sayıda kişi ve kurum temsilcisinin katılımıyla toplandı.

DİB Meclisi’nin sonuç bildirgesi şöyle:

DEPREMİN BİR KATLİAMA DÖNÜŞMESİNİN SORUMLUSU İKTİDARDIR

İktidar eliyle sürdürülen ranta ve yağmaya dayalı politikalar, imar afları, deprem vergilerinin iktidar temsilcilerinin dile getirdiği gibi duble yollara harcanması, tek merkez haline getirilen AFAD’ın yetkin olmayan yönetime teslim edilmiş olmasının yanında bütçe ve organizasyonunun yetersizliği halkın göz göre göre ölümüne, enkazda diri diri gömülmesine, yaşam alanlarının yok olmasına neden olmuştur. İktidarın piyasacı, rantçı mantığıyla insan hayatının hiçe sayıldığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Depremde kaybettiğimiz bütün yurttaşlarımız ve enkaz altından gelen sesleri dinleyerek tarifsiz bir acı içinde, aç, susuz, barınaksız soğukta bırakılan yurttaşlarımız için duyduğumuz derin acıyla meclis toplantısı gerçekleşmiştir.

DİB Meclisi tüm ülkeye baş sağlığı dilemekte, halkın can güvenliği için bir tehdit haline gelen bu iktidar ve rejimin sonlandırılmasının şart olduğu ve demokratik, eşit, özgür, barışçıl bir hayatın yeniden inşasının temel bir görev olduğu konusunda kararlılığını ortaya koymaktadır.

Depremden 34 saat sonra bölgede OHAL ilan eden iktidar, depremi bir güvenlik sorunu haline getirerek taşıdığı büyük sorumluluktan kaçmaya, muhalefeti susturmaya, halkın dayanışmasını engellenmeye çalışmış, yardım merkezleri basılmış ve kayyum atanmıştır. Destek çalışması yapanlar tehdit edilmiş, muhalif basının halka gerçekleri aktarması engellenmeye çalışılmıştır.

Deprem yardımlarında bile ayrımcılık yapıldığı, Alevi yerleşimlerinin desteksiz bırakıldığı, insanlar soğukta donarken, yıkılan tek ev olmayan bazı yerleşimlere çadır kurulduğu sahadan aktarılan bilgiler arasındadır. Yurtdışından gelen bağışların Diyanet Vakfı’na yönlendirilmesi, yine yurttaşların yardımlarının yandaş vakıflara aktarılması, iktidarın bu felaket karşısında bile nasıl ayrımcı ve çıkarcı bir tutum aldığını gözler önüne sermektedir.

Yağma girişimlerinin kolluk gücüyle ve adalete teslim edilerek engellenmesi gerekirken, yardıma giden gönüllülere, Suriyeli, Arap ve Alevilere saldırılmış, basına yansıyan linç, işkence ve dayak görüntüleri belli odaklar tarafından yayılarak, halka korku salınarak, bölge yalnızlaştırmak istenmiştir. Linç, dayak, işkence insanlık suçudur. İktidarın bazı provokasyonları organize ederek depremi bir güvenlik meselesi haline getirmeye, OHAL’i ve ilan edilmemiş bir sıkıyönetimi meşrulaştırmaya çalıştığı gözlenmektedir.

Depremden sonra yaygın öğrenim online hale getirilmiş, KYK yurtları depremzedeleri yerleştirmek için boşaltılmış, depremde yakınlarını kaybedenler de dahil barınaksız bırakılmış, öğrenim hakkı engellenmiştir.

Bu yıkımdan bizzat sorumlu olanların da katıldığı ve kamu kaynaklarının aktarıldığı bağış kampanyasında elde edilen paranın depremde zarar görenler için kullanılmak yerine birilerini zengin edeceği, yandaş inşaat firmalarına ve vakıflara aktarılacağı aşikardır.

HALKIN GÖSTERDİĞİ DAYANIŞMA İKTİDARIN KORKULU RÜYASIDIR

Yaşanan olağanüstü yıkım karşısında ekonomik kriz ve ağır yoksulluk şartlarında halk görülmedik bir dayanışma ortaya koymuş, adeta varını yoğunu deprem bölgeleri için seferber etmiştir. Demokratik toplum örgütleri daha ilk günden itibaren ulaşılamıyor denilen bölgelere ulaşmış ve geride bıraktığımız on günde etkileyici bir dayanışma ve destek faaliyeti sürdürmüştür.

Bu olağanüstü dayanışma umut verici olduğu kadar yol gösterici niteliktedir de. Bu dayanışma iradesini, halkın bizzat oluşturduğu somut ve meşru mekanizmalarla kalıcı hale getirmek ve geliştirmek, her an beklenen İstanbul depremi düşünüldüğünde, yaşamımızı korumak için acil bir ihtiyaçtır.

Bu doğrultuda;

  • Deprem sonrası dayanışma faaliyetlerinin bütün demokrasi güçlerinin koordinasyonuyla sürdürülmesi, güvenilir bir bilgi kaynağı yaratılması, felaketin tüm sorumlularından hesap sorulması, verilerin toplanması ve raporlanması, kent suçlarının tespiti, deprem bölgesinde yapılacak yeniden inşanın mutlaka TMMOB denetiminde gerçekleştirilmesi, halkın da denetim ve gözetiminin sağlanması gibi konularda ortaklaşma imkânları sonuna kadar zorlanmalıdır.
  • Deprem bölgesindeki asbestli yapılar ve bölgedeki Nükleer Santral girişiminin halkın güvenliğini tehdit ettiğini unutmamak gerekir.
  • Depremden kurtarılan birçok yurttaşın engelli hale geleceği de gözönüne alınarak, engelli yurttaşların ihtiyaçları gözetilmelidir.
  • Enkaz kaldırma çalışmaları, kayıplarımıza azami saygıyla, enkaz altında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın beden bütünlüğü gözetilerek gerçekleştirilmelidir.
  • Otizmli ya da benzeri özel çocuklarla birlikte bütün çocukların istismar ve şiddete karşı korunması, sağlıklı ve güvenli ortam yaratılması, psikolojik destek almalarının sağlanması acil bir zorunluluktur.
  • Deprem bölgesinden kurtarılan çocukların tarikat yurtlarına teslim edileceği iddialarına yönelik olarak DİB Meclisi ısrarlı bir takip içinde olacaktır.
  • Deprem bölgesindeki kadınların şiddetten korunması ve acil ihtiyaçlarının karşılanması için kadın dayanışmasının desteklenmesi elzemdir.
  • Deprem felaketinin mültecilere karşı linç ve şiddete dönüşmemesi için acil önlemler alınmalıdır.
  • Depreme ekonomik bir çöküş içinde iken yakalandık. Deprem için kullanılacak kamu kaynaklarının nasıl değerlendirileceği, bu kamu kaynaklarının deprem bölgesine aktarılmasının etkileri, artacak olan işsizlik ve göç olağanüstü önlemlere ihtiyaç göstermektedir. Büyük sermaye sahiplerinden alınacak servet vergisi gündeme getirilmeli, deprem bölgesinde yaşayan yurttaşlara temel gelir sağlanmalı, eğitim, sağlık, enerji, iletişim sektörlerinde kapsamlı bir kamulaştırma için harekete geçilmelidir. Halkın barınma hakkı güvenceye alınmalı, kimse depremde ölmeye terk edilmemelidir.
  • Depremden zarar görmüş işçilerin korunması için derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir. Depremzede işsizler önkoşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır. Deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneği ön koşulsuz verilmelidir.
  • Deprem anından itibaren, enkaz kaldırmadan destek ve yardımlara kadar her konuda, tek adamın merkezinde olduğu karar sistemi felaketi büyüten bir rol oynamıştır. Merkezin yereller üzerindeki vesayetinin kaldırılması, yerel yönetimlerin idari ve mali yetkilerinin artırılarak yeniden düzenlenmesi acil bir ihtiyaçtır.

HALKIN DAYANIŞMASI EN BÜYÜK UMUDUMUZDUR

Depremde gösterilen halk dayanışması sadece insanların hayatını kurtarmamış, aynı zamanda ülkemizin geleceği için bir umut olmuştur. Şimdi; bu dayanışmanın kalıcılaşması, kurucu bir güce ve iyilik haline dönüşmesi için tüm yerellerde, her siyasi görüşten halkın katılacağı dayanışma mekanizmaları, meclisleri, organları acilen oluşturulmalıdır. Özellikle İstanbul depremine hazırlık için bütün mahallelerde mahalle evleri ya da afet dayanışma evleri oluşturulmalıdır.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi demokratik toplum kuruluşlarıyla ortaklaşma halinde deprem önlemlerini almak için harekete geçmelidir.

Deprem, iktidarın demokratik toplum örgütlenmelerini yok etmek için gösterdiği onca çabaya rağmen en küçük örgütlenmenin bile can kurtardığını ortaya çıkarmıştır.

SARAY REJİMİ YIKILMADAN YASIMIZI BİLE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR

Demokrasi için Birlik Meclisi tüm demokrasi güçlerini, bu uzun ve zorlu süreci örgütlenmelerimizi güçlendirerek, mümkün olan her ortaklaşmayı sağlayarak, halkın dayanışma iradesini dönüştürücü bir güç haline getirerek, halkın hayatı için bir tehdit haline gelen saray rejimini demokratik yollarla göndererek aşmak için azami çabayı ve kararlılığı göstermeye çağırıyor.

Yaşadığımız büyük yıkımın yasını tutmak, ülkemizi saran acıyla baş etmek de ancak böyle mümkün olacaktır.

Demokrasi İçin Birlik Meclisi

18.02.2023


Görsel: Lale Duruiz

DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK

Demokrasi İçin Birlik; katılımcı ve çoğulcu yeni bir demokrasiyi, her türlü farklılığın tanındığı ve bu farklılıkların kamusal alanda yer bulduğu bir demokratik yaşamı hedefleyen, herkesin eşit ve çoğulcu bir anlayışla katıldığı, hiçbir siyasi görüş ya da partinin şemsiyesi altında olmayan bir birlik hareketidir.

BİZE ULAŞIN

[email protected]
www.demokrasiicinbirlik.com

© 2017 DEMOKRASİ İÇİN BİRLİK. Her Hakkı Saklıdır. dibNot | Demokrasi Sayacı | Demokrasi Forumu